Yıl:1979
Liseyi daha yeni bitirmiştim.
Çalışmam gerekiyordu.
Sınıf arkadaşım Mihayil Deniz’in aracı olmasıyla o zamanlar sahilde bulunan MacAndrews & Forbes Şirketine ait Meyankökü depolama alanında çalışmak için başvuru yaptım. Orada tanıdım Nadir Kara’yı…
Kısa boylu.
Samimi.
Babacan.
‘Ne güzel bir adam’ diye düşündüm hemen.
Bir yıl kadar çalıştım.
Sonrası, okul ve gazetecilik yıllarım.
İstanbul.
Tekrar İskenderun.
Yıllar, yılları kovaladı.
Hiç kopmadık Nadir amcadan.
Bu kadar mı güzel bir insan olur.
Tanıyanlar çok çok iyi bilir.
Nadir Kara.
Ve…
65 yıl aynı yastığa başkoyan melek kalpli eşi Nora Kara.
Çocuklarına gelince…
Tonya.
Victoria.
Nebil.
Hepsi de pırıl pırıl.
Nadir amcayı tanıdığım ilk günden tam 40 yıl sonra, bundan üç hafta önce hastaneye kaldırıldığını öğrendim.
Her gün yanına gittim.
Bazen düzeliyor, bazen kötüleşiyordu.
Ama…
O güzel kalbi daha fazla dayanamadı.
Bugün saat 11.00’de yoğun bakımda son kez gördük O’nu… Oğlu Nebil’le birlikte yoğun bakımda gördüğümüz Nadir amcayla vedalaştık bir anlamda!
O son vedada; kızı Victoria Kara ve Amerika’dan apar-topar gelen torunu Mike Ümit Peltekçi’nin gözyaşlarını da unutamam.
Hayatı boyunca kimseyi incitmeyen.
Yardımsever.
Dürüst.
Asil.
Nur yüzlü.
Ve…
Hepimize örnek bir insan.
Eyyyyyyyy güzel adam!
Hiç kimseyi yormadın.
Sen de yorulmadan gittin.
Hatay, çok önemli bir ‘değer’ini kaybetti.
Birbirinden güzel ailesine başsağlığı diliyorum.
Nurlar içinde uyu Nadir amca.