24 Haziran’a ne kaldı ki?
Sadece 6 gün.
Çarşıda-pazarda hareketlilik var.
Bas bas bağıran seçim minibüsleri var.
Partili kalabalık var.
Adayların peşine koşuşturan aynı kişiler var.
Amma…
O eski seçim heyecanları hiç yok!
Belki sık sık yapılan seçimlerin bıkkınlığı ve yaratılan korku imparatorluğunun ortaya çıkardığı tablo bu… Belki de ekonomik sıkıntılardan bunalan vatandaşların siyasetten soğumasının bir sonucu bu…
Fakat…
Biraz daha farklı da düşünüyorum.
Vatandaş, sessiz bir şekilde gelişmeleri izliyor.
Kararlı.
Ne yapacağını biliyor.
Hesabını-kitabını yapmış.
Ve…
Sandıkları nasıl da dört gözle bekliyor!
Kiminle seçimi konuşsak, çok farklı bir gülümseme beliriyor yüzünde… Demek ki; tünelden çıkış için herkes 24 Haziran’ı sabırsızlıkla bekliyor.
Meydanlarda özlediğimiz sahneleri izliyoruz.
Birlik ve beraberlik ruhu canlandı.
Muharrem İnce güzel bir hava estiriyor.
Meral Akşener, tam bir ‘Ana’ sevgisi veriyor.
Umut aşıladılar millete…
Samimi.
Candan.
Esprileri bol.
Gülmeye hasret bir toplumun işaret fişeği gibi miting alanları.
Karanlık tünelden çıkış için vatandaş gün sayıyor
Yani…
Tünelin ucu göründü!
Tünelin ucu göründü ya…
Masmavi gökyüzü.
Güneş.
Yemyeşil bir doğa.
Mutlu bir toplum.
Aydınlık bir TÜRKİYE.
El ele, gönül gönüle ve daha bir umutla yürüyor insanlar.