2017 yılı Suriye’ye umut olup yağdı ama…

Eylül 2015’te Rusya’nın hava desteğiyle hayata tutunan Esad rejimi, 2016 yılı ve 2017 boyunca güçlenerek yürüdü ve Halep’i ele geçirdi. Bundan sonra asıl hedef Suriye’nin petrol bölgesi olan doğudaki Deyrizor bölgesiydi. Rakka’yı IŞİD terör örgütüyle anlaşma yaparak zahmetsizce ele geçiren PYD-YPG’li SDG, Kasım 2017’nin ortalarından itibaren petrol bölgesi Deyrizor’a yönelerek bir kısmını rejimden önce ele geçirdi. Ama Esad’ın Suriye’yi hiçbir kimseyle paylaşmaya niyeti yok gibi!

Kasım 2017 ortaları itibariyle Irak’ta olduğu gibi, Suriye’de de IŞİD terör örgütü coğrafi olarak neredeyse silindi. Büyük çapta askeri harekâtı gerektirmeyen yerlerde barınıyor. Ancak gene de Suriye terörden tamamen arındırılmış değil. El-Kaide’nin bir diğer türevi olan, yeni adıyla ‘Fetih el_Şam’ (eski el-Nusra Cephesi) halen Hatay’ın güneyindeki Idlib’e yakın bölgeler ağırlıklı olarak ülkenin muhtelif yerlerinde varlığını sürdürmektedir.

Aralık 2017 ortalarında Rusya Devlet Başkanı Putin, Rus askerlerinin Suriye’den çekilme emrini verdi. Ancak Akdeniz kıyısındaki Tartus Deniz Üssü ile Hmeymim Hava Üssü en az 20 yıl Rusya’nın hizmetinde kalacak.

Rusya, Suriye harekâtını başlattığı Eylül 2015’ten beri kaç askeri olduğunu açıklamasa da, bazı Rus basın kaynakları Suriye’deki asker sayısını 5 bin olarak vermekte, Suriyeli muhalifler ise 12 bin Rus askerin bulunduğunu iddia etmektedir. Rusya Savunma Bakanlığı da bir ihalede 10.300 adet ‘Suriye harekâtına katılmış kahraman’ nişanı siparişi verdiği bildirilmektedir.

Uluslararası gözlemcilerin tahminlerine göre, Suriye’de “Bahar”ın çıktığı günden itibaren 450 binden fazla Suriyeli hayatını kaybetti, bir milyondan fazlası yaralandı ve nüfusun yarısına denk 12 milyon kişi evlerini terk etti.

Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların çocuklarının eğitimiyle ilgili Eylül 2017 verilerine göre 976.200 olan eğitim çağındaki Suriyeli nüfusun kademeli olarak M.E.B.’lığına bağlı resmî (Geçici Eğitim Merkezleri Dışında) okullara kaydedilmesi çalışmaları devam etti. Eylül 2017 itibariyle kitlesel göçle gelen 613.142 öğrenci eğitime imkânına kavuştu.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Nisan 2017’deki bilgilerine göre, Suriyeli sığınmacılara biyometrik kimlik verilerek kayıt altına alınmaya başlandı. Resmi verilere göre Türkiye’nin 81 ilinde kayıt altına alınan 2 milyon 969 bin 669 Suriyeli var. En fazla Suriyeli İstanbul, en azı 33 kayıtlı kişiyle Bartın’da. 130 bin nüfuslu Kilis’te ise 124 bin kayıtlı Suriyeli barınmaktadır.

Suriyelilerden, 1 milyon 376 bin 588’i kadın, 1 milyon 351 bin 134’ü 18 yaş altındadır. 18 yaşından küçük olanların 645 bini ise kız çocuğu. Vatansız olarak nitelendirilen 356 bin 337 Suriyeli bebek Türkiye’de doğdu. Yeni doğanlar da kayıt altına alınarak geçici kimlik verildi.

Milli Eğitim Bakanı’nın Aralık 2017’de verdiği bilgilere göre resmî okullarda 348 bin 964 Suriyeli ve Iraklı öğrenci Türkçe müfredatla eğitim görüyor. 21 ilde 338 geçici eğitim merkezi var ve Suriyeli 255.581 öğrenci yoğun Türkçe öğretimli eğitim alıyor. Ayrıca açık okullara kayıtlı 8.597 öğrenci var. Yabancı uyruklu öğrencilerin yoğun olduğu iller İstanbul, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Mersin, Bursa, Ankara, Kahramanmaraş, Kilis ve Konya’dır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce 8 Temmuz’da Hamburg’daki G-20 zirvesinde, ardından 19 Eylül’de BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılar için yaptığı harcamanın 30 milyar dolar olduğunu açıkladı. Başbakan Binali Yıldırım da ağustos 2017’de dünyada en çok mülteci barındıran ülkenin Türkiye olduğunu ifadeyle Suriyelilere o güne kadar 30 milyar dolar harcandığını söyledi. (2016 yılında ifade edilen harcama 25 milyar dolardı.) Türkiye daha ne yapsın? İnşallah Suriye’nin gelecek yönetimleri bunu idrak eder!

Son Söz: Suriye’nin terörden kurtarılmasına bir adım kaldı ama daha terör bitmedi. Ayrıca ne Cenevre Süreci, ne de Astana Süreci hala Suriye’nin geleceği konusunda uzlaşma sağlayamadı. Muhalifler Esad rejimiyle devam etmek istemiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da öyle. Ama Rusya ve İran Esad bir süre daha kalmalı diyor. Bir de Türkiye’nin kırmızı çizgisi PYD-YPG var. Suriye daha bekleyecek gibi anlaşılan. Keşke insanlar yurtlarına dönebilselerdi.

 

 

Bir cevap yazın