Nuriye ve Semih hakkında ne düşünüyorum?

 

 

 

 

 

Evvelki günlerde bir radyo programına katıldım. Sunucu, açlık grevi yapan iki akademisyenin durumunu sordu. Uzun uzun cevapladım.

Bu konuşmam bazı kişilerce, içinden bir cümle alınarak çarpıtıldı.

O iki akademisyenin hakkını korumak için şunu söyleselerdi, iyi niyetli olurlardı: “TBB Başkanı Metin Feyzioğlu uzun uzun anlattı, burada haksızlık var dedi”. Onun yerine, “Ben duygusal olamam, doğruyu söylerim” anlamındaki cümlemi cımbızladılar. Söylediğim doğru neydi peki? Ortada bir yanlışlık ve haksızlığın olduğu.

Öncelikle içlerinde kaçak FETÖ sözcüsünün de olduğu birilerinin maksatlı attığı tivitlerden yaratılan sosyal medya algıları yerine açıklamamın tamamını dinlemenizi arzu ederim.

Bu konularda TBB’nin duruşu ve TBB’yi temsilen şahsımın yaptığı açıklamalar ortadadır. Daha önce defalarca yaptığımız açıklamalarda aşağıda belirteceğim hususları tespit etmiş ve hukuki görüşlerimizi sizlerle paylaşmıştık.

 

Bu çerçevede;

1) “Açlık grevi suç değildir. Buna dayanan bir suçlama ve tutuklama olamaz.” Aylar önce, ben söylemiştim bunu. Programda da tekrar ettim.

2) “Açlık grevi başladıktan sonra gelen örgüt üyeliği suçlaması bana inandırıcı gelmedi.” Daha önce söylemiştim, programda bir daha söyledim.

3) “KHK ile ihraç edilme sorunu, yüzbinlerce kişiyi ilgilendiriyor. İhraçlar, yargı denetimine açılmak zorundadır.” Söyledim, söylemeye devam ediyorum.

4) “Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Mahkemesi yanlış yapmıştır. İhraçlara dair başvurulara bakmak yerine, ne zaman aktif şekilde çalışacağı bile belli olmayan idari bir kurulun kararını beklemek olmaz.” Söylemiştim defalarca. Yine söyledim.

 

Radyo programında sunucunun “Niye daha candan savunmuyorsunuz Nuriye ile Semih’i?” sorusu üzerine şöyle cevap vermişim:

“Daha ne yapayım? Ben hukukçuyum. Bu iki kişiyi evlat edinmemizi beklemesin kimse, ama yanlışlıkları söylemek zorundayım. Yani önceki cümlelerimle birlikte diyorum ki; ‘Olaylara duygusal bakamam.’

 

Ve bir kez daha ekliyorum; bu gerekçeyle suçlama ve tutuklama yanlıştır.

 

ANCAK…

 

BİZE KASITLI VE ÖRGÜTLÜ SALDIRANLARIN MAKSADI BAŞKA!

 

Biz; üniter devleti, milli devleti, kimseye ayrımcılık yapmadan herkesi kucaklayan Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini savunuyoruz. Bundan rahatsız olanlar var.

İşte organize saldırıların nedeni bu.

Saygılarımla bilgilerinize sunarım.

 

Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu

Türkiye Barolar Birliği Başkanı

Bir cevap yazın