Konuşurlar.
Daldan dala atlarlar.
Tipik kimlikleridir:
‘Her şeyi ben bilirim!’
Ne alaka şimdi?
O kadar çok var ki böyleleri.
Mangalda kül bırakmazlar!
Genelde siyaset arenasındadırlar.
Ya kendileri olacak!
Ya da kendileri olacak!!!
Koltuğu her kaybettiklerinde, seçim yaklaşırken ‘Sahaya indik’ mesajlarıyla kendilerini ‘bulunmaz Hint kumaşı’ kimliğinde görürler.
Siyaset mi öyle?
Kendileri mi öyle?
Tartmak lazım!
Bu tartının terazisi seçim sandıklarıdır ve her kaybettiklerinin sonrasında da teraziye çıkmaktan bıkmazlar.
Belediye başkanı mı?
Belediye meclisi üyesi mi?
Milletvekili mi?
Parti yönetim kurulu üyesi mi?
Delege mi?
Hepsine de en önde atlarlar!
Hatta…
Nerde uygun bir koltuk varsa!!!
Belediye başkanlığı görevi sona erince, partisi aday göstermeyince, hedefte bir sonraki seçim vardır.
Yetmez!
Her seçimde varlar!!!
Milletvekilliği yaparlar.
Bazen bir, bazen iki dönem.
Bazen de üç dönem.
Yetmez!
Yine en ön safta varlar!!!
Yahu arkadaş!
‘Kimsiniz siz?’ diye sorarlar!!!
Şu siyaset sahnesinden bir çekilseler de yepyeni ve dinamik isimlerle aydınlık yarınlara ulaşabilsek.
Bu ara ‘Sahaya indim’ mesajları artıyor.
Bunları anlamak da mümkün değil!
Vatandaşa hizmet aşkı kabarıyor galiba!!!
Dersiniz ki; hepsi de özel üretim!
Bu koltuk aşkı ne Allah aşkına!
Bir düşün halkın sırtından be kardeşim!
Zahmet edip de sahaya inmeyin!!!