Bana her gün ‘Pazartesi Sendromu’!

İlginç!
Bu yönden hiç düşünmemiştim.
Duyunca şaşırdım!

Dün bir işadamı dostumu aradım ve sohbet ederken yorgun olduğunu hissedince ‘Pazartesi Sendromu’ yaşıyorsun dedim.

-Hafta sonu tatil yaptın.
-Ailenle beraberdin.
-İşe gelince öyle olmuştur.
Dedim, dedim de durdum.

Dedim ama cevabı beni çok düşündürdü!
Haklıydı.
Bu yönüyle düşünmemiştim.
Serzeniş halindeydi.

Cevabı da çok anlamlıydı:
“Bana her gün Pazartesi Sendromu!!!”

Pandemi döneminde yaşadıklarını anlattıkça, ne demek istediğini çok daha iyi anladım.

İyi bir işadamı.
İyi bir yönetici.
İyi bir insan.
Toplumda sevilen biri.

Neler anlattı neler!
İş dünyasının sıkıntılarını.
Esnafın perişan halini.
Bürokrasinin engellerini.
Anlattıkça kızıyordu!
Çözüm denen boş vaatleri!

Vatandaşın halini anlatırken duygusallaştı ve “Vatandaşların içler acısı durumunu söylemeye dilim varmıyor!” dedi.

Vay be!
Pazartesi Sendromu da tahtını kaybetti!
Bize her gün ‘sendrom’!!!

Ekonominin durumu ortada!
Vatandaş ne yapsın?
Her geçen gün, bir öncekinden kötü!!!

Ülkeyi yönetenler ne durumda?
Gülük-Gülistanlık!!!

Peki ya vatandaşın durumu?
Boş vaatlerle karnını duyuruyor!!!

Güle güle ‘Pazartesi Sendromu’!
Bize her gün ‘sendrom’!!!

Bir cevap yazın