Sporun o arada futbolun birleştirici ve bütünleştirici ruhu, temaşa eyleminin tam odağını oluşturur. Kitlelerin taraftar, taraftarların ise kendi içinde tribün yönetme arzuları sayesinde kategorize olmalar, futbolu; seyir zevki üst düzey olan bir etkinlik haline getirmiştir. Tüm dünyada toplumsal bir fenomen olan futbol, aynı zamanda endüstri haline gelmiştir. Açık, saydam, hesap verebilen, adil ve eşitlikçi futbol veya spor anlayışı, sporun tabana yayılmasını ve kamusal olmasını sağlar. Futbol taraftar bakımından takımını rakip takım karşısında sözle, jest ve mimikleriyle desteklemenin ötesinde taraftarın günlük olarak yaşadığı ve gerçekten derinliğine etkilendiği ülkenin sosyo-ekonomik, politik ve kültürel durumu karşısında güç ve yetki sahiplerine sözlü olarak bir uyarı ve mesaj vermeleri yanında ruhsal ve zihinsel temizlik yapmaları anlamına gelmektedir.
Futbol oyununu oyunun bağlamından koparıp, salt şampiyonluk dar kalıbına sokarsanız, o birleştirici ve bütünleştirici ruhu sekteye uğratmış olursunuz. Futbol kulüplerini ve futbolu yöneten üst kurulu yani federasyonu sermaye sahiplerine terk ederseniz, sorunlarla yüklü bir futbol retoriğiyle karşılaşırsınız. Güya özerk bir yapıda iken Türkiye Futbol Federasyonu; tam da siyasetin cirit attığı, siyasetin işaret ettiği kişilerin seçilip futbolu yönettiği bir arenaya dönüşmüş, futbolun doğasındaki adalet anlayışı dış dinamiklerle yeniden gayri ahlaki bir şekilde örgütlenmiştir. Passo Lig fişleme kampanyası ile toplumsal sorunların taraftar nezdinde dile getirilmesi ve eleştirilmesinin önüne geçilmiş, taraftar sosyalliğinden izole edilerek, mekanikleştirilmiş, hakem kararları, var-yok teknolojisi arasında spor kanallarının kıdemli gediklilerinin ağızlarına pelesenk yapılmıştır. Bunların saatlerce yaptıkları yorumlarda gerçeklikler konuşulmamış, bulunamamış, yalnızca geçerliliklerle yetinilmiştir. Oysa Ronald BARTHES’in dediği gibi” gerçekten eleştiri hem nesnel, hem öznel, hem tarihsel, hem varoluşsal, hem tümcü hem de erkinci olabilir.” Ancak eleştirinin tümcü, öznel veya herhangi bir şekline bakmadan eleştiri kültüründen yoksun federasyon; kendine yönelik en ufak bir eleştiri veya yorumda bile kulüplere ve onların yöneticilerine yaptırım uygulamayı marifet saymıştır.
Özal ile birlikte değişim ve dönüşümün sihirli anahtarı sayılan neo liberal politikalar; ülkede ahlak, adalet, hakkaniyet ve eşitlik kavramları üzerinde yıkıcı ve onarılması güç tahribatlar yaratırken, kazan-kazan mantığı, felsefesiz olarak futbola monte edilmiştir. Böylelikle futbol da kirlendi. Seksenli yıllardan başlanarak şampiyon olan takımların 2020 yılı dahil şampiyonlukları, bağımsız, tarafsız, adil ve hukukun üstünlüğü anlayışına sahip bir komisyonca incelenip, araştırılırsa, emin olunuz ki, formasına 4. Yıldızı takan takım başta olmak üzere şampiyonluk sayılarında azalma olacak, şampiyon olmak için hangi Anadolu kulüplerine teşvik primi adı altında ahlaksızca şikeler yapıldığı ortaya çıkacaktır. İşte o zaman Türk futbolu bağırsaklarını temizleyerek, adil şampiyonluklar katmerli saygı görecektir. Futbolun genel ahlak yapısının bozulmasına paralel olarak birçok kurum ve kuruluş gibi kirlenmesi, bunun hala devam etmesinin normalleşmesi asıl problem olarak karşımızda durmaktadır.
Geçenlerde bir spor kanalına konuk olan eski MHK başkanının “Ne davul boynumdaydı, ne de tokmak elimde..” sözü kazındığında altından nelerin çıkacağını ve bunun kimleri rahatsız edeceğinin bilinmesinden çekinenler, kirlenen futbol yönetimine ilk neşterin atılmasına da engel oldular. Siyaset gündemi gibi futbol gündemi de gerçekleri perdelemeye yönelik olduğundan, gelir geçer geçerliliklerle futbol severler meşgul edilmekte gerçeklerin üstüne gidilememektedir.
Temiz futbol aşkı ve arzusunu taşıyanlar; başta MHK, tahkim, disiplin ve yönetim kurulunun tüm karar ve uygulamalarını eşitlikçi ve adil vicdanlarına mahkûm edeceklerdir. Çünkü futbol eleştirisi, daha derin ve ayrıntılı bir okumadır. Bu eleştirilerin tümünün odak noktası, yetki sahibi öznelerin, nesneler üzerindeki uygulamaları değil, doğrudan gerçekleştirdikleri adaletsiz ve gayri nizami uygulama ve eylemlerdir.