Verilmeyecek Türk Yurdu, verilmeyen Hatay gibi…

Bugün Hatay’ımızın, Milletimizin bir bütünü olması için büyük mücadele veren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Sökmen soyadıyla onurlandırdığı 17’nci Türk Devleti olarak kabul edilen Hatay Cumhuriyeti’nin ilk ve tek Cumhur Reisi Merhum Tayfur Ata Sökmen’i 40. ölüm yıl dönümünde Hataylılar olarak minnet ve özlemle anıyoruz.

‘Şahsi meselem’ diyerek Hatay sorununu, kendi benliğiyle bütünleştiren Atatürk’ün tüm dünyaya örnek teşkil eden mücadelesi sadece coğrafi olarak değil, dünya kamuoyu nezdinde de Anadolu’nun ayrılmaz bir parçası olarak görülmesini sağladığı Hatay, tüm dünyada tarihe altın harflerle geçen bağımsızlık öyküsünün en önemli örneklerinden biridir. Ve bu öykünün başkahramanları Devlet Reisi Tayfur Sökmen, Meclis Başkanı Abdulgani Türkmen, Başbakan Abdurrahman Melek ve silah arkadaşlarıdır. 1. Dünya Savaşı sırasında Reyhanlıdan, Hatay’ın milli mücadelesinin ilk kıvılcımı “Bu topraklar kurtulmadıkça burada rahat nefes alınmaz” diyerek adını duyuran ve istihbarat çalışmaları ile Atatürk’ün takdirlerine mazhar olan Tayfur Bey, kurduğu çete ile de  Kuva-i Milliye’ye  olan bağlılığını göstermiştir. Ayrıca Atatürk’ten aldığı emirleri harfiyen yerine getirmiş olması ve dava arkadaşları ile birlikte hareket etmesi, şüphesiz ki Hatay’ın Anavatana 63. vilayeti olarak katılmasındaki rolü büyüktür.

Dünyada eşine az rastlanır bu mücadele ecdadımızın güçlü ve azimli duruşu ile şüphesiz ki en değerli hazine varlıklarından birisidir. Ülkemizin her noktasında güçlü bir kaderi paylaşan her Türk vatandaşı ile bütünleşmiş ve bizim vazgeçilmez davamız olmuştur. İşte bu dava günümüzde hala Hatay’ımız üzerinde emelleri olan dış güçler geçmişte olduğu gibi günümüzde de bozguna uğrayacaklardır, çünkü bizler Atamızın ve silah arkadaşlarının ilkeleri doğrultusunda yaşamayı ve yaşatmayı şiar edindik. Bu bilinç var oldukça hiçbir emperyalist güce boyun eğmeyeceğimizi her zaman olduğundan çok daha güçlü bir sesle tüm dünya ülkelerine haykırıyoruz. Vatanını can siperane bir şekilde savunan kahraman Türk milleti her zaman olduğu gibi bugün de, birlik ve beraberlik ruhu içinde olmuştur ve olmaya devam edecektir.

19 yıl ‘Vatan’ diye haykıran ve Atasının emanetine sahip çıkarak, tek kurşun atılmadan ve kan dökmeden anavatana katılmamıza vesile olmuş, öngörüsü yüksek ve gerçek bir devlet ve dava adamı olan Tayfur Sökmen “Sen ben yok biz varız” diyerek dil, din, ırk, ve mezhep ayrımı gözetmeksizin, birlikten ve barışcıl yaklaşımdan yana olduğunu hem söylemleri, hem de davranışlarıyla Hatay halkına göstermiştir. Referanduma Fransızlar tarafından sadece okuma yazma bilenlerin katılabileceği hükmünün getirilmesi üzerine, okuma yazma oranı az olan Hatay halkına vatanperver yol arkadaşlarını göndererek okuma yazma seferberliği başlatarak, halkı bilinçlendirip aydınlatarak refaranduma katılmalarını sağlaması ise liderlik yetilerinin ne kadar üst düzeyde olduğunun bir göstergesidir. Devlet adamlığı görevi süresince adil tutumu ve devlete yük olmamak adına kendi maddi ve manevi imkânlarını kullanması bakımından da örnek teşkil etmiştir.

Tayfur Sökmen, “Hatay Halkı, Devlet olmayı değil Millet olmayı tercih etmiş bir Millettir” düsturuyla tüm dünyaya Hatay’ın her zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu kararlılık ile ifade etmiştir.  

Devletler tarihler boyunca zor zamanlardan geçmişler ve çeşitli şekillerde sınanmışlardır. Maalesef biz de şu günlerde sıkıntılı günlerden geçmekteyiz. Bu süreçten sadece ve sadece milletçe tek yürek ve tek yumruk olarak refaha erebileceğimizi, huzurunuzda arz etmek isterim. Allah yar ve yardımcımız olsun.

Bugün Tayfur Ata Sökmen’in ve silah arkadaşlarının misyonunu eleştirmenin yakışık olmayacağı gibi, vatan topraklarımızın bütünlüğü ve özünde Misak-ı Milli ruhunu barındıran sınırlarımızı düşünmek bile gaflet ve hatta hıyanet ile eşdeğerdir. Unutulmamalıdır ki; bu mukaddes vatan toprağı bağrında nice Tayfur Sökmenler doğurmuş ve doğuracaktır. Bu vesile ile Hatay mücadelesindeki şehitlerimizi ve topraklarımızın bekası için İdlip’te şehit olan kahraman Mehmetçiklerimizi rahmet minnet saygıyla anarken YÜREĞİNİ SİPER ETMİŞ BİR MİLLET OLDUĞUMUZ BİLİNCİYLE GÜÇLÜ BİRLİK VE BERABERLİK İÇERİSİNDE VE EN ÖNEMLİSİ DE SÖNMEZ BİR GÜNEŞ OLMANIN ONURUYLA YAŞADIĞIMIZI BİR KEZ DAHA TÜM DÜNYAYA KARARLILIKLA GÖSTEREN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİMİZE ŞÜKRAN VE MİNNETLERİMİ SUNARKEN tüm dünyaya şu sözümü tekrar hatırlatmak istiyorum;

VERİLMEYECEK ŞEYLER VAR, ŞEREF VE NAMUS GİBİ…

VERİLMEYECEK TÜRK YURDU, VERİLMEYEN HATAY GİBİ…

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Bir cevap yazın