Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Hatay ziyaretinde yaptığı “rezerv alan” açıklaması ile vatandaşların endişelerini gidermeye çalıştı.
Depremden etkilenen şehirleri yeniden ayağa kaldırmak için kararlı adımlar atmaya çalıştıklarını ifade eden Kurum, “Tüm imkânlarımızla milletimizin emrindeyiz. Bugüne kadar vatandaşlarımızın istemediği hiçbir adımı atmadık, atmayız. Depremzede kardeşlerim ister rezerv alandan ev sahibi olabilirler, isterlerse de evlerini yerinde yapabilirler. Her daim desteğimiz tamdır” dedi.
Deprem bölgesinin “Türkiye’nin milli mücadele siperi” olduğuna işaret eden Kurum, kendilerinin bu mücadeleye ilk günkü anlayışla, ciddiyetle devam edeceğini, herkesi de aynı ciddiyete ve sorumluluğa davet ettiklerini belirtti.
“Deprem bölgesini siyasi malzeme yapmayın, deprem bölgesindeki milletimizin, vatandaşımızın duygularını istismar etmeyin” diyen Kurum, herkesi 11 il için daha iyisini, güzelini yapmaya çağırdı.
Milletin istemediği hiçbir rezerv alanında iş yapmadıklarını, yaptırmadıklarını vurgulayan Bakan Kurum, çalışmaları vatandaşın rızası çerçevesinde yürüttüklerini söyledi.
Bu anlamda, rezerv alanı aldıkları yerlerin de projelerini hızlı bir şekilde bitireceklerine dikkati çeken Kurum, “11 ilimizde gerek yeni belirlediğimiz rezerv alanlarda, gerek eskisinde, ekim ortasında eski projelerimizin tamamının yapımını başlatacağız. Yeni belirlenmiş rezerv alanlar var, kasım ortasında da bu alanları inşa sürecini başlatıp 2025’in sonunda inşallah tüm alanlarda vatandaşımızın konutlarını, iş yerlerini teslim etme arzusu ve isteğiyle hep birlikte çalışacağız” diye konuştu.
Deprem bölgesindeki kentsel dönüşüm çalışmalarının bakanlık koordinasyonunda nasıl işleyeceğiyle ilgili bilgiler veren Bakan Kurum, “Rezev alanlarla ilgili kararlarımızı verdik. Vatandaşlarımızın bizden istediği alanlarda, yani şehrin merkezinde ‘Bizim alanımızı da dönüştürür müsünüz?’ dedikleri yerlerde konutlarımızı yapıyoruz. İstemediği hiçbir alanda vatandaşımıza, milletimize rağmen, projemiz gerçekleşmiyor. Biz göreve geldiğimiz günden bu yana milletimiz bizden ne istiyorsa onu yaptık. Rezerv alanında vatandaşımızın istemediği hiçbir şeyi yapmayacağız, yaptırmayacağız. Tabi biz bunu dememize rağmen hala milletimizi yanlış yönlendirenleri de esefle izliyoruz. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar, biz daha da hızlı çalışacağız. Biz yine iyinin güzelin, doğrunun peşinden koşmaya hep birlikte devam edeceğiz. 6306 sayılı yasa kapsamında afet riski altında bulunan alanların dönüşümü noktasında işi hızlandırabilmek adına Bakanlığımızın bir uygulaması söz konusu rezerv alanlarda yapmış olduğumuz uygulamadan bahsediyorum. Bu uygulamalarda işin, projenin bütüncül bir çerçevede yürütülebilmesi adına hemen belirlediğimiz alandaki mülkiyetleri, geçici olarak hazine mülkiyetine çekiyoruz. Burada projemiz, aynı Gülderen’de olduğu gibi yapmak suretiyle o alanda, rezerv alanda yaşayan vatandaşlarımıza projelerini yapıyor, daha sonrasında bu mülkiyeti, kat mülkiyetine çevirmek suretiyle orada hangi vatandaşımız yaşıyorsa tapularını yine o vatandaşlarımıza teslim ediyoruz. Dolayısıyla geçici süreliğine hazine mülkiyetine aldığımız ve sonrasında da vatandaşımıza konut mülkiyeti olarak teslim ettiğimiz bir durum söz konusudur. Bu alanlarda eskiden kim yaşıyorsa, orada kimler komşuysa, kimler arkadaşsa yine o komşuluk ilişkisiyle aynı kişileri, vatandaşımızı o projelerde iskan edeceğiz. Dolayısıyla o projede herhangi bir başka mahalleden, ilçeden, ilden bir vatandaşı da iskan etmeyeceğiz. Yine eski komşularıyla yaşayacak” dedi.