Çok güzel bir kentte yaşayıp da; bu kentten sadece alan ve bu kente hiçbir şey vermeyenleri iyi tanımak gerek!
Burada yaşayacaklar.
Buranın etiketini kullanacaklar.
Buradan faydalanacaklar.
Buradan servet sahibi olacaklar.
Buradan kazanacaklar.
ama…
Lafla peynir gemisi yürütecekler!!!
Sinsi!
İçten pazarlıklı!
Çıkarcı!
Samimiyetsiz!
Bu saydığım ifadelerin bulunduğu gerçek yüzlerini görmeniz mümkün değil çünkü her zaman ‘gülen yüz’ modelinde maskeyle dolaşırlar!
* * *
Devletin yoğun desteği ve yatırımları geldikçe tekrar ortaya çıkıp, kasalarını daha da doldurma telaşına girdiklerini görüyoruz şimdi.
Kendilerine çalışıyorlar.
Çevrelerindeki üç-beş kişiye de!
Basitler!
Bir de; eleştirenlere ‘Basit’ diyerek, basitliklerini örtüyorlar!
* * *
Kentin nazım imar planındaki yeri peşkeş çekiliyor.
Tık yok!
Kent, taş ocaklarına teslim edilmiş.
Tık yok!
Depremden sonra paralarıyla kaçmışlar.
Tık yok!
Angus kokusuyla insanlarımızın sağlığıyla oynuyorlar.
Tık yok!
Bazı tesisler yüzünden zehir soluyoruz.
Tık yok!
* * *
Ahhh güzel İskenderun!
Gelen vurdu – giden vurdu!
Peki kim sahip çıkacak?
İskenderun’un sahibi kim?
Cevabını verin hadi!
Sözün Özü…
İskenderun, hak ettiği yerde olsun artık!