İşte bu kadar kolay!
İşte bu kadar sorumsuzca!
İşte bu kadar acımasız!
İskenderun’un; Türkiye’nin en kirli havasına sahip olarak açıklanmasından sonra bile böylesine bizi toz cehennemine layık görenleri anlayabilmek mümkün değil.
İskenderun’un göbeği!
Çay Mahallesi’ndeki yıkım enkazı burası.
Tam bir aydır kaldırılacak!
Tane tane ayrıştırma yapılıyor.
Yani, toz bulutu bu şekilde 4’e katlanıyor!
Hani yetkililer?
Hani, kim koruyacak vatandaşları?
Kepçeyle enkazı karşıya taşı.
Orada iyice ser.
Demirleri toplama ekibini çalıştır.
Bir daha kepçeyle karşıya taşı.
Kırıcı vinçler de bir yandan çalışıyor.
Demirleri istifle ve yükle.
Burası enkaz alanı değil, adeta maden sahası gibi çalışıyor!!!
* * *
Enkaz alanının hemen 60 metre ilerisinde dolmuş durakları var.
Binlerce vatandaş buradan geçiyor.
Marketler 50 metre.
Konutlar ise sadece 20 metre!
Yüzlerce minibüs şoförü.
Peki ya bu sahada çalışan işçiler!
Enkazlardan sorumlu Koordinatör Kaymakam Şafak Karaca’yı bir haftadır arıyorum, konuşuyorum, anlatıyorum, görüntü paylaşıyorum…
Hepsi bu kadar!
“Orayı biliyorum, ilgileniyorum…” cevabı var.
Peki ya sonrası?
Hiç de değişen bir şey yok!!!
* * *
Gerçekten şaşırıyorum!
Daha önce de sordum, bidaha soruyorum.
Hani yerel yöneticiler?
Hani İskenderun’u çok seven Lütfü Savaş!
Çevreci kahramanlar!
Anlı-şanlı milletvekilleri!
Hani Odalar?
Maalesef esnafı da düşünen yok!
Heyy belediye başkan aday adayları!
Siz de bir hesap sorsanıza!
Bu sorun, İskenderunlular’ın çok ciddi sağlık sorunudur bu!
Depremden ağır yaralı çıktık!
Şimdi ise ciğerlerimiz parçalanıyor!!!
İşte her şey ortada!
İskenderun’u toz cehennemine mahkum ediyorlar!!!
* * *
Ne sahipsizsin be İskenderun!!!