İskenderun Teknik Üniversitesi’nde (İSTE) Filistin’de bir ayı aşkın zamandır devam eden İsrail zulmüne karşı duruş sergilemek amacıyla konferans düzenlendi. Mavi salonda düzenlenen ve İSTE Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Dr. Yahya Yılmaz’ın konuşmacı olduğu konferansta, “insanın insana zulmü, insanlığın var olduğu günden bugüne bitmek bilmeyen bir zalimlikle devam etmektedir” diyerek başladığı konferansında Yılmaz, İsrail’in Filistin’e uyguladığı zulmün tarihsel sürecini anlattı.
İSTE Rektörü Prof. Dr. Tolga Depci’nin ev sahipliği yaptığı konferansa İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Belen Kaymakamı Mahmut Sami Yılmaz, İskenderun Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Belen, İSTE Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Meltem Eken, Prof. Dr. Murat Örnek ve Prof. Dr. Suha Orçun Mert ile İSTE akademik ve idari personelleri ve öğrenciler katıldı.
İSTE Mavi Salonda Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan konferansın açılış konuşmasını yapan İSTE Rektörü Prof. Dr. Tolga Depci, “Dinlerin, dillerin, ırkların üstünde bu olanlar insanlık suçudur, insanlık zulmüdür. Bugün Filistin’de yaşananlara hepimizin insan olduğunu düşünerek yaklaşmamız şart. Türk Milleti olarak her zaman mazlumun yanındayız. Allah yardımcıları olsun” dedi.
“Ne acıdır ki Gazzeli anneler, çocuklarının saldırılarda ölme ihtimalini düşünerek tanınmaları için ellerine ayaklarına onların adlarını yazıyorlar artık. Bu utanç hepimize yeter de artar” diyen Dr. Yılmaz, “Bu zulmü yapan, binlerce masum insanın kanına giren İsrail ile Batı’nın zihniyeti aynıdır. İslam coğrafyasının huzuru, bu zihniyetin huzursuzluğudur” ifadelerini kullandı.
İsrail zulmünü durdurmanın en görünür çözümünün “Arap ülkelerinin güç ve fikir birliği yaparak, ellerindeki enerji kartlarıyla ve diğer ekonomik yaptırımlarla İsrail’i Ortadoğu coğrafyasında büyük bir çember içine almaktır. Bunun yanında ekonomik bakımdan güçlü devletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Daimi üyeleri beş ülkenin üzerinden yürütülecek etkili bir siyasi baskıyla İsrail’in hukuk tanımaz, acımasız zulmüne dur demektir. Bunlar olurken bir de Filistin Devleti’nin kurulma ve üç semavi din için kutsal kabul edilen Kudüs şehrinin, Birleşmiş Milletlerin kontrolünde ve gözetiminde bir dünya mirası olarak kabul edilerek korunması. Yaşananlar coğrafyanın acizliğinden, güçsüz olduğundan değildir, bölünmüş olduğundan, bizi biz yapan değerlerden uzaklaştığımızdandır. Tarihin tanıklığına yüz çevirdiğimizdendir. İslam coğrafyasının dün olduğu gibi bugün de tek umudu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Allah ona güç versin” dedi.