Türkiye İşçi Partisi(TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Can Atalay’ın sesini yükseltmek için gerçekleştirdiği Karaağaç Halk Buluşması’nın ardından Antakya ve Defne’deki çadır kentlerde depremzedeleri ziyaret etti.
Yoğun bir kalabalıkla karşılandığı Karaağaç’tan Türkiye’ye seslenen Baş, “Seçimle depremin birleştiği bir yer var. O birleştiği yerin adını hesaplaşma koyduk. Hesap sormak için seçime gidiyoruz. Depremde kaybettiğimiz arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin, annelerimizin, sevdiklerimizin hesabını sormak için, depremde yıkılan kentlerimizin hesabını sormak için seçime gidiyoruz. Acımıza, hesaplaşmamıza ortak olan herkesten şunu istiyoruz: Bir oy Kemal’e, bir oy TİP’e…” dedi.
TİP’e verilecek her oyun 21 yılın hesabını sormak için kullanılacağının sözünü veren Baş, “14 Mayıs’tan aldığımız güç ve enerjiyle sesimiz daha gür çıkacak. Seçime sayılı saatler kaldı. 14 Mayıs’ta bu işi bitiriyoruz. O gün Türkiye’nin Recep Tayyip Erdoğan tarafından yönetildiği son gün olacak. 15 Mayıs’tan sonra kendisini sadece sanık sandalyesinde göreceksiniz. Hatay’a dayanışma faaliyetlerini koordine etmek için sürekli geldik. Acımız çok büyükken, burada yapılması gereken çok şey varken alınan seçim kararı dolayısıyla tedirgindik. Yüreğimiz deprem acısı yaşayan, devlet tarafından terkedilen Hataylılarlayken bir taratanda ülke seçime gidiyor. Siyasi parti olarak üzerimizde büyük sorumluluk var. Son Parti meclisi toplantımızı Hatay’da yaptık. Bu seçime girmezsek halkın deprem acılarını unutturmak, üzerini örtmek için kullanacaklar. Bu nedenle biz hem seçime gireceğiz, hem de depremin unutulmasına izin vermeyeceğiz dedik. Deprem ve seçimi birlikte ele alacağız dedik. İkisinin birleştiği bir yer var bunu hiç aklımızdan çıkarmadık. Sabah akşam her toplantıda sakın ola yitirdiğimiz kardeşlerimizi, afeti felakete dönüştüren sorumluların adını unutmayın dedik. Seçimle depremin birleştiği bir yer var. O birleştiği yerin adını da hesaplaşma koyduk. Hesap sormak için seçime gidiyoruz. Acımıza, hesaplaşmamıza ortak olan herkesten şunu istiyoruz. İki oy kullanacağız. Birinci oyu Cumhurbaşkanlığı için, Recep Tayyip Erdoğan’a hak ettiği tokadı vurmak için Kemal Kılıçdaroğlu’na kullanacağız. Bu ülkede istediğimi yaparım, kimse benden hesap soramaz, hepinizin üstündeyim, ben ne dersem onu yapmak zorundasınız, ben sonsuza kadar iktidarda kalağım diyen o tek adam rejimini yerin dibine çekeceğiz. Tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Bunun tek karşılığı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermektir. İkinci oy pusulasında da TİP’e oy verin. Biz hiç yalan söylemedik. ‘Halka yalan söylemek suçtur’ diyen bir siyasi gelenekten geliyoruz. Hep birlikte milyonlarca insan büyük bir zafere imza atacağız. Yeni bir sayfa açacağız. Bu noktada özelikle Antakya’dan Türkiye’ye sesleneceğiz. Temiz bir sayfa açacağız. Geride kalan 21 yılda halktan çalınan her kuruşun, yapılan her hırsızlığın, her yolsuzluğun, siyasi iktidarı ele geçirmenin verdiği güçle halkın üzerine kurulan baskının, arkadaşlarımızı haksız yere cezaevine atanların, bu ülkenin güzel çocuklarını gezi direnişinde iktidara karşı ayağa kalktıkları için katlettikleri kardeşlerimizin hepsinin hesabını sormak gerektiğini söylüyoruz. Biz bu hesabı mutlaka soracağız. Soracağız ki ülkemiz aydınlık günlere kavuşsun. Adalet istiyoruz, her suçlunun hesap sorulması gerektiğine inanıyoruz. Sizlerden sorumluluk yetki istiyoruz” dedi.
Hatay’ın, Türkiye’nin, meclisin Can’a ihtiyacı var!
İşçinin, emekçinin, çiftçinin, kadınların, gençlerin, ekoloji, sokak ve eşit yurttaşlık mücadelesini meclise en doğru şekilde taşıma misyonunu üstlendiklerini belirten Baş, “Gezi direnişinin çok önemli bir yeri var. 10 milyonun üzerinde insan sokaklara çıktı. Can Atalay ‘Ben bu iktidara teslim olmak istemiyorum’ diyen herkes adına tutuklandı. Can; Antakya’nın çocukları Ali İsmail Korkman, Abdocan ve Ahmet Atakan’ın avukatlığını üstlendiği için, tarikat yurtlarındaki kızları savunduğu için, Soma’da maden işçilerinin ailelerinin yanında durduğu için, sistematik kent suçları işlenirken 24 yıldır ödediğimiz deprem vergilerine rağmen insanların huzurla yaşayacakları evler yapmak varken yandaş müteahhitleri zengin edenlere karşı mücadele ettiği için tutuklandı. Can’ın bize ihtiyacı yoktu, ama bizim Can’a ihtiyacımız var, Türkiye’nin, meclisin Can’a ihtiyacı var. Antakya’nın hesap sormak için Can’a ihtiyacı var” diyerek, Can Atalay’a destek istedi.
Milletvekili olmak için önce insan olmak gerekiyor!
Halkın sigortası olacak milletvekillerine ihtiyacı olduğunu söyleyen Genel Başkan Baş, “Meclise bakıyorsunuz birbirinden zengin adamlar dizilmiş. Kadınların söz hakkı yok. Bakın milletvekili aday listelerine gençler yok. Alt sıralarda sembolik olarak konan isimler var. Türkiye’de milletvekili olmak için illa çok zengin olmak ya da bir takım tarikatların, cemaatlerin elini eteğini öpmek gerekiyor, bunlara hizmet etmek gerekiyor. Biz bunu reddediyoruz. Milletvekili olmak için önce insan olmak gerekiyor. Önce emeğin hakkını bilmek gerekiyor, alın terinin değerini bilmek gerekiyor. Biz meclis koltuklarını eskitmek yerine, ayakkabılarımızı eskittik. Depremde, selde, doğa katliamında, işçinin yanında.. Milletvekilliği koltuktan ibaret olmadığını göstermeye çalıştık. Milletvekili üstte değildir. Halka inmek lazım. 21 yıldır direndik, simdi zafere yürüyoruz. Halkın sigortası olacak milletvekillerine ihtiyacımız var” dedi.
Lale devri nasıl bittiyse sülale devri de bitecek!
Hatay’ı Can’la başla yeniden kuracaklarını anlatan Baş, “Birileri çıkmış 14 Mayıs’ta iktidarız diyor. Biz hayal görmüyoruz. 15 Mayıs günü bizi daha güçlü bir şekilde meclise göndereceğinize inanıyoruz. 4 kişiydik nasıl muhalefet yaptığımızı gördünüz. 14 kişi gidersek ana muhalefet oluruz. 24 kişi gidersek zaten önümüzdeki dönem rahat rahat açık.. Biz doğruyu kim yaparsa yapsın, doğru yapmış deriz. Yapacakları sizin için, halk için, kadınlar için, gençler için olduğunda her doğrunun yanında duracağız, her türlü desteği vereceğiz. Şunu bilin; bazı başlıklarda halkın lehineyse deste vereceğiz. Mesela 5’li çetenin mallarına el koyacağız dediğinde 6’lı masa bazen sallansa da biz, ‘Git kardeşim al, halktan çalınanı halka geri ver’ diyeceğiz. İstanbul sözleşmesini asla tartıştırmayacağız diyeceğiz. Ancak halka karsı adım atarlarsa yine muhalefet olacağız. Yanlıştır deriz, karşılarına dikiliriz. Acınızı hiç unutmayacağınızı biliyorum. O acıyı, öfkeyi birbirimizin koluna girerek, omuz omuza umuda çevirmeli ve umudu Türkiye’ye yayalım. Lale devri nasıl bittiyse sülale devri de bitecek” dedi.
Can Atalay’ın mücadele arkadaşı Ayşen Şahin, Gezi’yi ‘Efsanevi direniş’ olarak tanımlarken, “Can’ın sesinden korktular. Can’ın sesi kısıl,amaz, Can’ın sesi hepimizde, Can’ın yüreği yüreğimizde. Darda kaldığımızda bizi yalnız bırakmadı. Ne adiye koridorlarında, ne mahkeme kapılarında, ne hastane odalarında… Biz de seninleyiz” mesajı verdi.