İskenderun’un, ‘Hayalet Şehir’ görüntüsünden kurtarılması gerekir.
Kent merkezi çok kötü.
Yıkılan binalar.
Sahilin sular altında kalması.
Altyapının çökmesi.
Ağır hasarlı bina korkusu.
Günlerce depremin yarattığı tahribat sonucu binlerce İskenderunlu da yoktu bu güzel kentimizde.
Adına ne derseniz deyin!
Gerçekler ortada.
Esnaf olmazsa, hayat olmaz!!!
Depremin ilk gününden itibaren en büyük yıkımı yaşayan esnafın kurtarılması için tüm desteklerin verilmesi gerektiğini sürekli ifade ettik.
Daha geçen ay…
Her görenin yüreği yanıyordu.
Bomboş caddeler.
Kapkaranlık sokaklar.
Ürkütücü tablo!
İskenderun’un bu karanlık yüzü hem üzüyordu, hem de ‘Hayalet Kent’ görüntüsüyle can yakıyordu.
Sonrasında güzel girişimler oldu.
Hareketti bunun adı.
Pastane açtı.
Dönerciler de başladı.
Tatlıcı.
Kırtasiye dükkanları.
Lokanta.
Kuyumcular.
Esnaf işyerlerini açmaya başladıkça, kent merkezi hareketlenmeye başladı.
Gündüz böyleydi.
Peki ya gece saatleri?
Restaurant, kafe ve mağazaların da açılması için tüm cadde ve sokaklar tekrar aydınlatıldı.
Beklenen oldu.
Sokak lambaları da yandı!
Tüm kurumların işbirliği ve yoğun çalışma temposuyla yaraları birlikte saracağız.
Şimdiiii….
En acili barınma sorunudur!
Bunu da çözün!
İskenderun, ışıl ışıl olmayı hakkediyor.