Genç bir çift yürüyor.
Kucaklarında bir bebek.
Saf ve tertemiz.
Lunaparkta oynayan çocuklar.
Nasıl da mutlular.
Eğlenmek en çok onların hakkı.
Çocuk odaları.
Oyuncaklar.
Cıvıl cıvıl halleri.
Bir de madalyonun diğer yüzüne baktığımızda; yaşamın ağır yükü altında ezilmek zorunda bırakılan çocukların yaşadığı dramlar var.
Çöp toplayan çocuklar.
Dilendirilen çocuklar.
Her köşe başında mendil satan çocuklar.
Sanayide çalışan çocuklar.
Daha küçücük yaşlarında, sokakta kötülüklerle yüzyüze kalan çocukların durumu gerçekten içler acısı.
Ne kadar masum yüzleri var.
Işıl ışıl gözleri.
Bakmaya kıyamıyorsunuz.
Çocuk onlar, çocuk!
Hani vicdan?
Hani aydınlık geleceğimiz?
Hani eşitlik?
Hani Adalet?
Hani hak?
Hani insanlık?
Ahhh çocuklar ah!
Ahhhh!
Ahhhh!
Ahhhh!
Yolda yürürken, çocukların o perişan hallerini gördüğümde gerçekten de yüzlerine bakamıyorum.
Neden böyle oldu?
Çok acil sorgulamamız gerek!
Yüreğimiz yanıyor.
Gerçek şu:
‘Cumhuriyet, tüm çocukların aydınlık yarınlarının teminatıdır!’
Hiç tartışmasız!
Bugün, biraz daha dikkatli bakın.
Çocukların masumiyeti o kadar belirgin ki…
Yarınları bir düşünsenize!
Bu çocuklar ne olacak?
Cevabını hepimiz biliyoruz.
da…
Bilmek değil, ne yaptığımız önemli!