Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi(HMKÜ) Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, Antakya Devlet Konservatuvarı’nda eğitim alan görme engelli 5 öğrenci ile biraraya geldi. Karanlık dünyalarını aydınlatan müzikle hayata tutunan öğrencilerin konservatuvarda aldıkları eğitimle ilgili bilgiler alan ve öğrencileri dinleyen Rektör Eren, bağlama, piyano, gitar ve kanun gibi çeşitli enstrümanlar çalarak engellerini aşan öğrencilere konservatuarlarında eğitim verilmesinin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
“Müzik, karanlık dünyamı aydınlattı”
Konservatuvarın 1. sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Görkem Kuş, doğuştan görme engelli olduğunu belirterek, küçük yaşlarda müziğe ilgi duyması dolayısıyla gitar ve piyano kursuna başladığını ve lisede de güzel sanatları tercih ederek bu yeteneğini geliştirdiğini belirtti. Kuş, karanlık dünyasını aydınlatan müzik tutkusuyla Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Antakya Devlet Konservatuvarı’nın yetenek sınavını kazanarak hayalindeki bölüme girmeye hak kazandığını dile getirdi. Aldığı müzik eğitimi sayesinde kendini daha mutlu hissettiğini anlatan Kuş, görme yetisinin olmamasının eğitimine engel oluşturmadığını söyledi.
“Müzik, hayatımdaki en büyük dönüm noktalarından biri”
Bebekliğinde geçirdiği hastalığa bağlı görme yetisini kaybeden 22 yaşındaki Kemal Ergiçay, bağlama sesinin hoşuna gitmesiyle 17 yaşında bu enstrümanı aldığını anlattı. Kendi kendine bağlama çalmayı öğrendiğini ve çevresinden güzel dönüşler alması üzerine müzik eğitiminde karar vererek konservatuvarı kazandığını aktaran Ergiçay, “Müzik hayatımı aydınlattı. Görme engelim olabilir ama müzik konusunda engel tanımıyorum. Her şekilde müzik konusunda kendimi ilerletiyorum” dedi.
‘Görmüyor olabilirim ama asıl engelli sensin’
Görme engelli öğrencilerden Cumaali Boğday ise 9 yaşındayken beynindeki kitle nedeniyle yapılan ameliyat sonrası görme yetisini tamamıyla kaybettiğini anlattı. Görme yetisinin kaybolmasıyla içine kapandığını anlatan 20 yaşındaki Boğday, “Müzik, hayatımdaki en büyük dönüm noktalarından biri. Teyzemin gitar hediye etmesiyle müziğe ilgim başladı. Daha sonra kurslara giderek bateri çalmayı da öğrendim. Gitar ve bateri benim ana branşımdı. Liseyi güzel sanatlar lisesinde okudum. Lisede bağlama çalmayı da öğrendim. Şimdi de konservatuvardayım. İnsanlarda ‘görme engelinin müzik aleti çalmasına engel olduğu’ gibi bir düşünce var, bana göre çok yanlış. Bunu bana söyleyen çok insan oldu. İnsanın ağrına gidiyor mu, evet gidiyor. Ben onlara ‘Görmüyor olabilirim ama asıl engelli sensin.’ diyorum. Görme engeli hiçbir şeye engel değil ve olmaz da” dedi.
Müzik insanın ruhundan gelir
Konservatuvardaki engelli öğrencilerden 21 yaşındaki Mehmet Cıgıloğlu, gözelerindeki rahatsızlık nedeniyle 9 yaşında sol gözünün tamamen kapandığını, sağ gözünün de çok az görebildiğini aktardı.
Çocukluğundan bu yana müziğe ilgi duyduğunu ve kimi zaman düğünlerde de şarkı söylediğini anlatan Cıgıloğlu, “Müzik insanın ruhundan gelir. Müzik bana ilaç gibi geliyor. Bana en iyi morali müzik veriyor.” dedi.
“Müzik onlara ışık gibi geldi”
Antakya Devlet Konservatuvarı Müdürü Doç. Dr. Erhan Tekin de görme engelli öğrencilerin eğitim kalitesinin ve müzik bilgisinin artması için çaba gösterdiklerini belirterek, “Onları en iyi şekilde yetiştirmeye gayret ediyoruz. Belki de Türkiye’deki konservatuvarları toplasanız benim konservatuvarımdaki kadar görme engelli öğrenci yoktur. 5 görme engelli öğrenci var. Onları öyle bir şekilde yetiştirmeye gayret ediyoruz ki; onların o olumsuz psikolojik durumlarını kaldırdığımıza inanıyorum. Şu anda iradeleri çok güçlü, konservatuvara severek geliyorlar. Müzik onlara ışık gibi geldi” dedi.
Görme engelli 5 öğrenci daha sonra, Rektör Eren’e mini bir konser verdi.