Kırıkhan Belediyesi, ilçede yaşanan 4,8 büyüklüğündeki depremin ardından, deprem farkındalığını arttırmak için önemli bir seminere ev sahipliği yaptı. Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy’un konuşmacı olarak katıldığı ‘Hatay depreme hazır mı?’ başlıklı seminerde, Hatay ve ilçelerinin deprem gerçeği, alınması gereken önlemler ele alındı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, Hatay’da 526 yılında 25 bin kişinin öldüğü, sonrasında da birkaç kez yıkılıp yeniden inşa edildiği büyük depremlerin yaşandığını anımsatarak, vatandaşları sokağa döken ilçelerindeki son depremden sonra belediye olarak, deprem konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla çalışmalarını arttırdıklarını ifade etti.
Daha sonra söz alan AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ise, deprem gerçeğini ve Hatay’ın deprem kuşağında olduğunu unutmamak gerektiğini belirtirken, gerçeklerle yüzleşmek gerektiğini ve depremin değil, depreme dayanıksız binaların can kayıplarına neden olduğunun altını çizdi.
Deprem Profesörü Şükrü Ersoy da, Türkiye’de en çok korktuğu illerden birinin Hatay olduğunu belirtirken, “Deprem, yerkabuğu içindeki elastik deformasyon enerjisinin açığa çıkmasıdır. Kırıkhan’daki 4.8 büyüklüğündeki deprem bu bölgenin enerjisini almış değil, gelecekte de çok büyük depremler olabilir. Kırıkhan ilçesinden geçen fay hattı Hatay’dan Kızıldeniz’e kadar giden kuzey güney doğrultulu çok uzun bir faydır. Dolaysıyla geçmişte çok büyük bir deprem üretti. Gelecekte de büyük depremler üretebilir. Kırıkhan’da yapılacak önemli şey yerleşim yerlerinin ovadan yüksek yerlere dağlık bölgelere çekmek… Türkiye’nin yüzde 100’ü depremden etkilenebilir. Burada ‘Deprem değil, bina öldürür’ sözüne ekleme yapmak istiyorum. Zemin de öldürür… Zemini dikkate almazsanız, zemin ile yapı barışık olmazsa deprem öldürür. 1998 Ceyhan depremi bunun sonuçlarından biri. Amik ovası bu konuda aday yerlerden biri, 6 şiddetindeki veya geçen depremde gereğinden fazla etkilenebilecek yerlerden biri. Çünkü, ovadaki zemin; gevşek, sulu ve düz bir zemin” dedi.
1992 yılına kadar 150 fay veya fay zonu olduğunu, 2012 yılından sonra ise bu sayının 326’ya ulaştığı ve 485 fay segmenti tespit edildiğini aktaran Ersoy, bununla birlikte deprem tehlikesinin de 3,5 kat arttığına vurgu yaptı.
Afad, Akut ve Kızılay’ın gönüllü sayısını arttırmak gerektiğini ve herkesin ilk yardım silmesi gerektiğini de vurgulayan Ersoy, depremde enkazda kalan vatandaşlara müdahale için bunun büyük önem taşıdığını belirtirken, ailelere de deprem sonrası toplanma alanını planlamalarını, eşyalarını mümkün olduğunca sabitlemelerini önerdi.