Rhosus
Rhopolis
Kabev
Port Panel
Arsous
Yani…
Arsuz
Milattan Önce Selevkoslar’la başlayan kadim tarihini düşündüğümüzde, Arsuz’un önemini anlatmaya bile gerek yok.
Bizans ve Roma döneminde önemli bir liman ve yerleşim kentiydi de…
Nerden baksan güzel.
Nerden baksan stratejik.
Nerden baksan çekici.
Nerden baksan hazine.
Saint Pierre’de buradan geçmiş ve Antakya’da Hristiyanlığın Hac Merkezi haline gelen Saint Pierre Kilisesi’ni Antakya dağlarının eteğine kurmuştur. İşte Hristiyan öncülerinin seçtikleri yol güzergâhında bulunan Arsuz, miladi yıldan hatta milattan önceki yıllardan beri birçok medeniyetlere kucak açmış ve bu medeniyetlerin etkisi altında kalmış bir kent.
Birçok medeniyete ev sahipliği yaparken de tam bir tarih ve kültür hazinesi olarak gündemde kalmış.
Ama…
İşte bundan sonrasını yazarken içimiz ‘cızzzz’ ediyor!!!
Hani tarih?
Hani doğal güzellikler?
Hani ovalar?
Hani kültürel varlıklar?
Hani vadiler?
Hani altın kumsallar?
Tek kalan yer:
‘Arsuz Köyiçi’
Çok küçük bir alan!
Gerisi ise tam bir felaket!
Geçmişte; belde belediyeleri Arsuz’un felaketi olmuş!
Talan edilen kıyılar!
Sahilde beton yığını siteler!
Ucube binalar!
Çarpık kentleşme!
Sahip çıkılmayan kültürel zenginlikler!
İnşaatlara kurban edilen tarihi yapılar!
Rant uğruna kişilere özel imar planları!
Altyapıyı düşünmeyen belediye yönetimleri!
Yaz, yaz bitmiyor!
Nereden tutsan elinde kalıyor!!!
Arsuz, turistik ilçe (imiş)!
Gel de inan!!!
Hepsini bir yana koydum.
Koca Arsuz’da bir turistik otelimiz yok!
Martaval okuyan ise çoookkk!
Velhasıl-ıl kelam!
Arsuz, rantçılara kurban edildi!!!
Ve…
Kurban edilmeye de devam ediyor!!!