Depremin hemen ertesinden itibaren bizimle birlikteydi.
* * *
Nasıl bir tabloyla karşılaştı?
Neler yaptı?
Öncelikleri nelerdi?
Sonraki gelişmeler?
Hatay Valiliği’nin İskenderun Çalışma Ofisi’nde görüştük.
Tüm sorularıma içtenlikle cevap verdi.
Hatay’ı karış karış gezmiş.
Belirgin bir özelliğiyle anlatmak gerek.
Koşuyor, koşuyor, koşuyor…
Hatay’a kendini adamış adeta!
* * *
Göreve ilk başladığı günlerde yaşadıklarını anlatırken, gözleri dolu dolu oldu ve “İnsanlarımızın çaresizliğine çare olmaktan başka hiçbir şey düşünmedim” sözleri zorlukla döküldü dudaklarından.
Çayı yudumlarken derin nefes aldı.
O anları yaşıyordu adeta!
Hatay insanının mükemmelliğini anlattı.
O kadar koşturuyor ki…
Tanımı çok zor!
Koordinasyonda gece-gündüz kavramı ortadan kalkmış zaten!
* * *
Peki ya ailesi ve çocukları?
Yoğun tempoda unuttuğunu da çekinmeden söyledi!
Hatay’ın bütün çocuklarını düşünüyor.
Hatay’ın bütün ailelerini düşünüyor.
Hiç kimse açıkta kalmasın diye hiç durmuyor.
Nasıl da samimi ve içten.
İçimizden biri gibi düşünmesi çok anlamlı!
* * *
Tüm dünya Hatay’ı takip ediyor.
Bunun sorumluluğunda çalıştıklarını anlatırken, devletin gücünün yeniden dönüşümde ortaya çıktığını da gururla ifade etti.
Hatay Valisi Mustafa Masatlı çok net konuştu:
“Deprem fırsatçılığı yapanlara da affımız yok!”
Temposu çok yoğun.
Gereksiz hiçbir yerde olmuyor!
Görevinin bilincinde.
Dürüstlüğüyle gönüllerde taht kurdu.
* * *
Kaçak yapılaşma da takibinde!
Kaçak yapanlar da yandı!
İhmali olanlar da yandı!
Görevini yapmayanlar da yandı!
Sözün Özü…
Mustafa Masatlı, Hatay’ın ‘CAN’ evladıdır!
